26 Ekim 2017 Perşembe

SANATIN GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE DEĞİŞİMİ


  • Sanat tarihte en eskilerden beri insanların hayatında bulunmaktadır. Sanat bir kişinin bir duyguyu başkalarına aktarması amacıyla yapılmaktadır. İnsanların zaman geçtikçe sanatın da değişmesi ile sanata olan bakış açısı da değişmiştir.
  • Sanat 7 başlıca dala ayrılmaktadır. Bunlar resim, heykel, mimarlık, müzik, tiyatro ve danstır. Bu başlıca dalların yanında günümüzde sinema ve fotoğrafçılık da sanat olarak sayılmaya başlamıştır. Güzel sanatların sınıflandırılması çağdaş sınıflandırma ve geleneksel sınıflandırma olarak iki şekilde yapılabilir. Eski zamanlarda dil bilgisi, söz bilgisi, güzel konuşma bilimi, felsefe, geometri, astronomi de güzel sanatlar olarak sayılırken günümüzde çoğu bilim olarak sayılmaktadır.
  • Geleneksel sınıflandırma yapılırken görsel sanatlar, işitsel sanatlar ve karma sanatlar olarak ayrılır. Geleneksel sınıflandırmada sanat eserlerinin hitap ettiği duyu organı dikkate alınmıştır. Görsel sanatlar resim, heykel ve mimari gibi göze ve görmeye dayalı olan dalları bulundurur. İşitsel sanatlar ise kulağa hitap eder ve içinde müzik ve edebiyat vardır. Buna aynı zamanda “fonetik sanatlar” denir. Karma sanatlar, bir diğer adıyla “ritmik sanatlar” olarak bilinir. Hem görme hem de işitme ile ilgilidir. Bunlar opera, tiyatro, sinema gibi dalları kapsar. Ancak geleneksel sınıflandırma yapılırken karikatür veya seramik gibi alanların sınıflandırmanın dışında kalması sebebiyle çağdaş sınıflandırma ortaya çıkmıştır.
  • Çağdaş sınıflandırma yapılırken sanat dalının tekniği ve niteliğine dikkat edilmiştir. Yüzey sanatları sınıflandırmanın bir alanıdır. Bu alan iki boyutlu sanat çalışmaları, yani kağıt, tuval, duvar veya kumaş üzerine uygulanan sanatları kapsar. Örnek vermek gerekirse resim ve türleri, minyatürler, karikatür ve fotoğraf gibi sanat dalları verilebilir. Hacim sanatları ise çağdaş sınıflandırmanın bir diğer alanıdır. Bu alan heykel, seramik, anıtlar gibi üç boyutlu çalışmaları kapsar. Mekan sanatları ise mimari gibi mekanla ilgili tüm tasarım çalışmaları bu gruba girer. Dil sanatları da ayrı bir alandır. Edebiyat ve yazı türlerini içerir. Bunlara örnek olarak roman, şiir, deneme, tiyatro metni gibi eserler verilebilir. Müzik ve tüm türleri ise ses sanatlarına dahildir. Son iki tanesi olarak eylem sanatları ve dramatik sanatlar verilebilir. Eylem sanatları insan bedeni ile yapılan sanatlardır, örneğin bale, dans türleri, pandomim. Dramatik sanatlar ise insanın hareketleri ile bir olayı anlattığı sanatlardır. Bunlara tiyatro, opera, müzikal, kukla, gölge oyunları ve sinema gibi sahne sanatları dahildir.
  • Sanattan anlamak için belli başlı bazı kavramları bilmek gerekir ve bunlardan bir tanesi akımdır. Akım değişik sanat görüşleri olarak açıklanabilir. Sanat eskiden beri günümüze gelene kadar insanların geçirdiği evrimlerden, yaşam tarzlarından, yönetim şekillerinden, sosyal gelişimlerden, insanların hayata bakış açılarından ve yaşam koşullarından etkilenerek değişimlere uğramıştır. Bu sebeple şu anki sanat ilk zamanlardaki sanat ile aynı değildir. Bu özelliklerin toplumdan topluma fark göstermesi sebebiyle de her toplumda ve dönemde farklı sanat akımları ortaya çıkmıştır. Her yeni çıkan sanat akımının bir öncekinden zıt özellikleri taşıdığı ve tepki olarak çıktığı söylenebilir. Bunlar en çok bilinen sanat akımları üzerinden örneklendirilebilir. Rönesans döneminde sadelik ve ölçüler ön plandaydı ve çok önem veriliyordu. Her şey matematiğe bağlıydı ve buna yazılı eserlerde dahildi. İnsanlar değiştikçe Rönesans’tan bir sonraki Barok döneminde, Rönesans’taki simetri ve düzen bozulmuştu. Gösteriş ve hareketlilik ortaya çıkmıştı. Barok’tan sonra gelen Realizm döneminde ise gösteriş ve abartı yerine, doğa gerçekçi birşekilde canlandırılıyordu.

SANAT AKIMLARI

  • Güzel ve estetiği sevmek, ondan zevk almak duygusu sanatı doğurmuştur. İnsan ruhunun gelişimi için gerekli olan bu duygular, yemek yemek kadar önemlidir. Sanatkonusunda pek çok filozof ve düşünür, çağlar boyunca sanatın sanat için yapılması gerektiğini söylerken, bir grup ta sanatın insanlar için yapılması gerektiğini söylemektedir.
  • Sanat akımı, pek çok sanatçının bir araya gelerek, aynı tarz ve şekilde yaratıcılık yapmasıdır. Tarih boyunca, pek çok sanat akımı gelişmiş ve sanatçılar o akımlar içinde eserler vermişlerdir. Mekanik sanat ve güzel sanatlar olarak ikiye ayrılır.  Mekanik sanatlar, elle ve belirli aletler ile yapılanlardır. Dokumacılık, oymacılık, marangozluk gibi. Güzel sanatlar, resim ve heykel gibi sayılabilir.
  • Sanat akımları türleri
  • Art Nouveau: zarif dekoratif süslemelerin ön plana çıktığı, kıvrımların ve desenlerin kullanıldığı bir sanat akımıdır. 19 . yüzyıl ile 20 yüzyıl başında etkili olmuştur.
  • Ashcan: 20 yüzyılın başında bütün akımlara karşı gelen ve hayatın çirkin yönlerine yoğunlaşma akımıdır.
  • Barok: 16. Ve 18. Yüzyıllarda yoğun olarak kullanılmış bir akımdır. Mimarlık, müzik, resim ve heykel bir araya toplanması düşünülen bir uygulama olmuştur. Abartılı olarak kullanılan tüm figür ve renklerden oluşur. Müzik ve edebiyatta da kullanılmıştır. 1600’lü yıllarda İtalya’da kiliselerde başlamıştır.
  • Dışavurumculuk: İç dünyanın ortaya çıktığı 20. Yüzyılın sanat akımıdır. Doğada ve hayatta var olan her şeyin formlarının duygular ile şekillenmesidir. Bozulmuş çizgiler, abartılı renkler ile yapılanır.
  • Barbizon: 19. Yüzyılda Fransa’da ortaya çıkmıştır. Ağırlıklı olarak manzara resimleri içermektedir.
  • Erotik edebiyat: insanın e**tik yaşamını gözlemci, eleştirisel ortaya koymaktadır.
  • Fotorealizm: 1960-70 yıllarında fotoğraf özelliklerinin resmedildiği bir akımdır.
  • Minimalizm: resim, heykel ve müzikte, sadelik ve ince çizgilerinin kullanıldığı bir akımdır. 1960’lı yıllardan günümüze kadar ilerleyen bir akımdır.

19 Ekim 2017 Perşembe


  •  ''Medeniyetler bilim ve sanatla kıymetlenir.''poincar

  • Sanat, insanlığın tarihi kadar eski bir kavramdır. Tarihsel süreç içerisinde her toplum kendine özgü sanat yapıtları oluşturmuştur.  Felsefi açıdan bakarsak eğer; sanatçının, yapıtında ruhunu yaşatmasıdır. Bu yaratıcı ruh, heykelde ve mimaride maddeye çok bağımlı iken, resimde maddeye tamamen hakimdir. Edebiyatta ve müzikte ise maddeden adeta kurtulmuş bir haldedir. (Fauwert 2006 Frenze Notlarından)


  • Dilin nasıl doğduğunu bilemediğimiz gibi sanatın da ne zaman doğduğunu tam olarak bilemeyiz. Sanat, tekdüze yaşantının körelttiği dünyayı, farklı açılarla yeniden görmemizi sağlar. Sanatın içinde bilim de vardır.
  • Sanat diye bir şey yoktur aslında. Yalnızca sanatçılar vardır. Bir zamanlar bu insanlar renkli topraklar kullanarak mağaraların duvarlarına kabaca bizon resimleri çiziliyorken bugün bazıları, boya satın alıp duvarları ya da tahta perdeleri resimliyor ve daha başka birçok yapıt üretiyorlar.
  •  “Gerçek sanatın ortaya çıkış nedeni, sanatın biriken duygularını dile getirmek için duyduğu içsel gereksinimdir. Tıpkı bir annenin gebeliğinin nedeninin sevgi olması gibi… Taklit sanatın nedeni ise, tıpkı fahişelerinki gibi maddi çıkardır.” Tolstoy

  • Genel olarak sanat, insanlığın doğa karşısındaki duygu ve düşüncelerini, çizgi, renk, biçim, ses, söz ve ritim gibi araçlarla güzel ve etkili bir biçimde ve kişisel bir üslupla ifade etme çabasından doğan ruhsal bir faaliyettir.

  • Sanat, insanın manevi yönünün içinde yaşayıp geliştirdiği ortamı, akla dönük olarak aydınlatan bir uğraşı alanı yaratmak için vardır.
  • Sanat, insanlar arasında iletişimin bir nedeni olarak vardır. İnsanın, ufkunu ve düşüncelerini aniden değiştirebilecek en önemli etkendir. Daha önemlisi de sanat, insanın kendi benliğini tanıması için vardır. İnsan doğaya bakmış, doğanın güzelliğinden etkilenmiş ve kendine bir rol biçmiştir. Onun rolü, var olan sanata yenisini eklemek, kendi gücünü göstermektir. Bir başka deyişle sanat, iç dünyadaki çalkantının dış dünyaya sunulmasıdır. Bu yönüyle belki de her insan bir sanatçıdır. Bu eleştirisel bir düşünce olsa da bu bir metafiziktir. Sanat imgeyle yaşar. Sanat için bilgi gereklidir. Bir zeka işidir. İnsanın ruhuna hitap eder.

  • Sanat, insanın iç dünyasındakini dışa vurmasıdır. Sanat, deha düzeyindeki zekanın var olana karşı tepkisinin, tutarlı bir bütünlük içerisinde somutlaştığı bir alandır. Sanatçı, zekası ve sezgileriyle çağının önünde giden insan olduğu için, gerçek sanatın anlayanı azdır. Onu anlamak için çaba gerekir. 21. yüzyıldaki sanatçılarda bu söylenen çoğu şey mevcut değildir. Ürettiği şeyden para kazanan kişi sanatçı olarak adlandırılır ki: sanatçı, paradan ilham alamayacağından ve para ile sanat üretemeyeceğinden ötürü bu kişilere ancak sanat tüccarı denilebilir. Sanatçı, kendi içinde sosyal sorumluluk barındırıyorsa, toplumun değerlerini seslenebiliyorsa, medyatikliğini toplumdaki sorunlar için kullanıyorsa ona da ancak tüccar sanatçı diyebiliriz. Sanatçı halkı sürüklemeli. Halkı kendi seviyesine çıkarmalıdır. Halkın seviyesine inmek ona fayda getirmez.




ÖNEMLİ TÜRK RESSAMLAR VE ESERLERİ

1. Hoca Ali Rıza (1858 – 1930) – Göl Kenarı Hoca Ali Rıza, Türk resminde manzara resmi yapan ilk ressam değildir ama saray bahçelerinde...